Bağımlılık bir aile hastalığıdır. Sadece alkol veya madde bağımlısı bireyi değil, kişiye yakın olan herkesi özellikle de çocukları etkilemektedir.
Araştırmalara göre, alkol bağımlılarının çocukları veya alkol bağımlısı bir birey ile aynı evde büyüyen çocuklar, yetişkinlik dönemlerinde benzer kişilik özellikleri göstermektedir. Elde edilen bulgulara göre; kumar oynama, madde kötüye kullanımı ve aşırı yemek yeme gibi kompülsif davranışların olduğu evlerde büyüyen çocuklarda da benzer kişilik yapılanmaları bulunmaktadır.
Her çocuğun alkol veya madde bağımlısı ebeveyniyle yaşantısı ve başa çıkma kapasitesi farklı olsa da, bu çocukların yetişkinliklerinde gösterdikleri benzer kişilik yapılanmaları aşağıdaki gibidir:
- Kendilerinden çok başkalarıyla ilgilenirler.
Bağımlı ebeveynlerle büyüyen çocuklar sıklıkla ebeveynlerinin rollerini üstlenmek zorunda kalırlar. Kendileriyle, küçük kardeşleriyle veya ebeveynleriyle ilgilenmek durumundadırlar. Dolayısıyla, yaşıtlarına göre daha fazla sorumluluk alarak büyürler. Ebeveyn-çocuk arasındaki bu rol değişimi, çocuğun yetişkinlik yaşamında da sürebilir ve bağımlı ebeveynlerin çocukları, diğerlerinin ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koyabilir.
- Bir planı başından sonuna takip etmekte ve sürdürmekte güçlük çekerler.
Bağımlı kişilerin çocukları yetişkinliklerinde, başladıkları işi bitirmekte zorluk yaşamaktadır. Çünkü; bağımlılığın olduğu bir evde hayatta kalma karmaşası sıklıkla çocukları, hedefleri yönetilebilir parçalara bölmek gibi pratik problem çözme becerilerini kullanmaya zorlamaktadır.
- Düşünce yapıları sadece siyah ve beyazdır.
Ya hep ya hiç biçiminde düşünme tarzı gözlenmektedir ve uçlara odaklandıkları için aradaki gri alanı görmekte zorluk yaşarlar. Bu düşünce kalıbı, bağımlılığın olduğu ev ortamında gerginliğin yüksek olması sebebiyle çocukluklarında, bağımlı ebeveynle büyürken öğrendikleri savaş veya kaç yönteminden kaynaklanmaktadır.
- Hayattan keyif almakta zorluk yaşarlar.
Rahatlamak ve kaygılanmadan hayattan keyif alabilmek bağımlı ebeveynle büyüyen çocuklar için genellikle zor olmaktadır. Birçok bağımlının çocuğu, çocukluğunda yetişkin rolü üstlenmek durumunda kaldığı için eğlenebilme ve keyif alabilme becerisinden yoksundur. Eğlenmeyi hak etmediklerini hissedebilirler ve devamlı olarak rahatlama çabalarını sabote edebilirler.
- Kendilerini acımasızca eleştirirler.
İşler yolunda gitmediğinde ebeveynlerinin davranışları için sıklıkla kendilerini suçlarlar. Çocukluklarında içselleştirdikleri kendini suçlama ve küçük hatalardan dolayı kendini acımasızca eleştirme davranış kalıbı, yetişkinliklerinde de devam etmektedir. İyi yaptıkları işleri, başarılarından ziyade şanslarına bağlama eğilimindedirler.
- Devamlı olarak onay alma ihtiyacı duyarlar.
Bağımlı bireylerin çocukları yetişkinliklerinde, kendi değerlerini başkalarının onayları ile belirlerler. Çocukluklarında, ödül aldıkları ve onaylanma gördükleri zamanlar (eğer varsa) genellikle düzenli bir şekilde ve amaç odaklı davranışları sonucunda olmadığı için yetişkinliklerinde devamlı olarak diğerlerini memnun etme ve diğerlerinin onayını alma ihtiyacı hissederler.
- Diğer bireylerden farklı hissederler.
İçinde bulundukları durumu kimsenin anlamayacağını düşünerek büyürler. Diğer çocuklardan farklı hissederler ve kendilerini sosyal ortamdan uzaklaştırmaları, gelişim basamaklarını tamamlarken temel sosyal becerileri kazanma düzeylerini etkiler. Yetişkinliklerinde ise diğerlerinden farklı olduklarını hissetmek, depresyon ve kaygı yaşamalarına sebep olabilmektedir.
- Kurtarılmaya ihtiyacı olan kişilerle hayatlarını birleştirirler.
Bağımlı bireylerin çocukları yetişkinliklerinde bağımlı olabilir, bağımlı biriyle evlenebilir veya büyük olasılıkla hem bağımlı bireyle evlenip hem de bağımlı olabilirler. Kendilerini; kurtarılmaya ihtiyacı olan, kompülsif davranışları olan veya bağımlılığı sebebiyle acı çeken kişilerle ilişki içinde bulmaları yaygın olarak gözlemlenmektedir.
- Kendilerini savunduklarında suçluluk hissederler.
Erken çocukluk dönemlerindeki ihtiyaçları bağımlı ebeveynlerinin ikinci planında olduğu için, kendi düşüncelerinin ve duygularının dikkat çekecek kadar önemli olmadığını düşünerek büyürler. Bu çocuklar yetişkinliklerinde kendi düşüncelerini savunmak için harekete geçmekte zorlanırlar ve daha kolay bir yol olduğunu düşündükleri ve büyürken bu şekilde öğrendikleri için, başkalarının taleplerini kabul etme eğilimindedirler.
- Aşırı derecede sadıktırlar.
İçinde bulundukları durum olmamalarını gerektirse de, bağımlı bireylerin çocukları yetişkinliklerinde aşırı derecede sadakatlidirler. Çocukluklarında kendisine mesafeli olan veya kendisini ihmal eden ebeveynlerine sadık kalan bu bireyler, yetişkinliklerinde sağlıksız ilişkilere başlayıp öğrendikleri ilişki kurma kalıbını devam ettirir ve sadık olmak zorunda hissettikleri için sağlıksız ilişkilerini sürdürmeye çalışabilirler.