Eğitim yılında sona yaklaşmayla birlikte birçok anne baba bir sonraki yıl çocuklarının anaokuluna devam etmesi ile ilkokula gönderip göndermeme konusunda kararsızlık yaşamaktadırlar. Anne babalar bir taraftan tekrar anaokuluna devam ederse çocuğun sıkılacağını ve bir yılın boşa gideceğini düşünürken, bir taraftan da ilkokula erken başlamasıyla akademik ve duygusal olarak bu zorlu sürecin altından kalkamayacağını düşünmektedirler.
İlkokula başlayan çocukların her ne kadar öncesinde anaokulu tecrübesi olsa da, tam anlamıyla akademik hayatla ilk kez tanışırlar. Dolayısıyla, anaokulundan çok farklı bir sisteme sahip olan ilkokul sürecinde çocuklar, kurallar ve ödev sorumluluğu gibi konularda güçlükler yaşarlar. Bunların yanı sıra hala oyuna ilgisi tam olan çocukların, günlerinin büyük bir kısmını adaptasyon süreci ile geçirmeleri duygusal olarak ta zorlanmalarına neden olabilir.
Birinci sınıfta yaşanacak olan zorlanmalar çocuğun yanı sıra anne babaları da çok fazla yıpratıp, aile içi ilişkilerde problemlere yol açabilir. İlkokula başlayan çocukların birçoğu bu süreci yaşarken okul olgunluğuna tam olarak ulaşmayan çocuklarda bunların daha yoğun yaşandığı, okula karşı olumsuz inançlar geliştirdiği ve bu olumsuzlukların diğer yıllarda da devam edebildiği bilinmektedir.
İlkokul mu anaokulu mu tercihi konusunda anne babalar, bazen sabırsız davranıp yeterli olgunluğa erişememiş olan çocukları için ilkokula gönderme kararı alırken, bazen de duygusal davranıp gerekli olgunluğa sahip olduğu halde çocukların bir yıl daha anaokuluna devam etmelerini istemektedirler. Objektif bir şekilde değerlendirilmeden verilen bu karar bilinmelidir ki çocuklar için akademik sosyal ve duygusal alanda uzun süreli problemlere yol açabilir.
Dolayısıyla, verilecek karar için ailenin ve okulun fikirlerinin yanı sıra bir uzman tarafından yapılacak olan klinik çalışma ve danışmanlık gibi profesyonel yardımlar büyük önem taşımaktadır.
