Tedavi edilmeyen anksiyete (kaygı) bozuklukları süreç içerisinde kronik olarak tekrar etme eğilimi taşımaktadır. Klinik Psikolog Damla Özcan, “Anksiyete bozuklukları tedavi edilmediği takdirde kişinin yaşantısı içerisindeki birçok alanda birtakım bozulmalara neden olmaktadır” diyor.
Kişinin anksiyetesi spesifik konularda olabileceği gibi birden fazla alanda da anksiyete etkisini sürdürebilir. Tedavi edilmeyen anksiyete ise kişinin gündelik rutin işlevselliğini önemli ölçüde etkilemektedir.
Tedavi edilmeyen anksiyete bozukluğu, kişinin kişilerarası ilişkilerini, eğitim ve iş yaşantını rehin altına alabilir. Kişinin kaygı ve endişe yaşadığı durum ne olursa olsun gün içerisinde sıklıkla kişinin zihni, kendisini kaygılandıran durum ile uğraşlar halindedir. Kişinin zihni, yaşadığı anksiyete bozukluğu dolayısı ile ya geçmiştedir ya da gelecektedir. Anda kalmak kendisi için oldukça zordur. Anksiyete ile zihinsel verilen savaş kişinin davranışlarına da yansımaya başlar ve tedavi edilmeyen anksiyete bozukluğu davranışsal birtakım kaçınmalara da neden olmaktadır.
Örneğin; kişinin toplum içerisinde konuşma yapma veya sunum yapma noktasında endişeleri vardır ve sunum yapmasını gerektiren işlerden yaşantısı içerisinde hep kaçınmak zorunda kalabilir. Meslek seçimini ve çalışma koşullarını bunu göz önünde bulundurarak tercih edebilir. Anksiyete bozukluğu tedavi edilmediği takdirde kişi yaşantısını daha kısıtlı çerçeveler içerisinde sürdürmeye devam eder ve bu kısıtlı çerçeveler git gide daha da kısıtlı hale gelebilir. Çünkü tedavi edilmeyen anksiyetenin şiddeti git gide artış gösterebilir ve anksiyete kişinin yaşantısındaki farklı alanlara da yayılabilir.
Anksiyetenin kişide birtakım bedensel ve psikolojik etkileri söz konusudur. Kişi kendisini huzursuz hissedebilir ve bedenini daha gergin, yorgun hissedebilir. Kalp çarpıntısı, terleme, nefes darlığı gibi kişiden kişiye değişebilen farklı anksiyete semptomları olabilir. Anksiyete çözülmediği takdirde bu semptomlar kişinin yaşamını önemli ölçüde etkiyecektir. Bu ve daha fazla anksiyete semptomuyla tek başına baş etmek oldukça güç olabilir. Bu noktada psikolojik destek almak kişi için oldukça önemli olacaktır.
Yeni birileri ile tanışmak, yeni bir ortama adapte olmak noktasında kaygıları ve endişeleri olan birini düşünelim. Bu kişinin aynı zamanda bir yere gittiğinde sipariş vermek, telefon ile tanımadığı kişiler ile konuşmak noktasında birtakım zorlanmalar yaşadığını düşünelim. Bu semptomlar tedavi edilmediği takdirde kişinin yaşantısının belirli noktalarında bir huzursuzluk hakim olabilir ve bu huzursuzluk zaman zaman kişinin birtakım şeylerden kaçınmasına da neden olabilir. Bu kaçınmalar aslında kişinin yaşantısı içerisinde kaygının hep dinç kalmasına neden olmaktadır. Çünkü aslında kişinin kaygıları hangi yönde ise hayatını o kaygılara yönelik dizayn etmek zorunda kalan kişi, hayatını bir süreden sonra kaygılarına yönelik şekillendirmeye başlar. Tedavi edilmeyen anksiyete, kişinin hayatını esir altına alır.
Farklı bir perspektiften anksiyeteye bakarsak; bir konu üzerinde fazla bir uğraş harcamanıza da neden olmaktadır. Örneğin sağlığı ile ilişkili yoğun bir kaygı yaşayan bir kişi düşünelim ve bu kişinin sağlık ile ilişkili anksiyetesi üzerine çalışılmadığı takdirde kişi bu alanda yoğun uğraşlar verebilir. Gününün büyük bir yoğunluğunu sağlığı üzerine düşünmek ile geçirebilir ve sürekli doktorlara gitmekte çözümü arayabilir. Bu anksiyete tedavi edilmediği takdirde kişinin hayatı üzerinde tek odaklandığı nokta sağlığı olabilir ve zihinsel, davranışsal bütün uğraşları bunun üzerine kurulu olur.
Anksiyete Bozukluğu Tedavi Edilmezse Farklı Psikolojik Sorunlara Neden Olur Mu?
Anksiyete tedavi edilmediği takdirde, farklı ruhsal bozuklukların meydana gelmesine neden olabilir. Tedavi edilmeyen bir anksiyete bozukluğu depresyona yol açabilir. Yine tedavi edilmeyen bir anksiyete bozukluğu obsesif kompulsif bozukluğuna yol açabilir. Tedavi edilmeyen bir anksiyete bozukluğu, tekrar tekrar nüks ederek; farklı şekillerde karşınıza çıkabilir. Her nüksün gelişi bir önceki nüksten daha şiddetli bir hal alabilir.
Dolayısı ile anksiyete bozukluğu kişi tarafından ya da çevresindeki kişiler tarafından fark edildiği andan itibaren tedavi ve kontrol altına alınması gereken bir bozukluktur. Kişinin gündelik rutin işlevselliği içerisinde önemli bozulmalara yol açabilir. Erken müdahalenin birçok hastalık sürecinde olduğu gibi anksiyete bozukluklarında da önemli bir yeri söz konusudur.