Alzheimer Nedir?
Alzheimer hastalığı, ilerleyici bir demans (bunama) rahatsızlığıdır. Demans, kişinin hafızasını, davranışlarını ve düşünme gibi diğer bilişsel işlevlerinin olumsuz etkilendiği tüm durumları kapsayan bir terimdir. Demans vakalarının yaklaşık olarak %60-80’ini Alzheimer hastalığı oluşturur.
Alzheimer için ortalama tanı alma yaşı 65 yaş ve üzeridir. Bu dönemden daha önce ortaya çıkan hastalık “erken başlangıçlı Alzheimer hastalığı” olarak tanımlanır ve Alzheimer vakalarının %10’undan azını oluşturur. Şu an için bu rahatsızlığın kesin tedavisini sağlayabilecek bir ilaç mevcut değildir ancak uygun tedavi ile hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılması mümkün olabilir.
Alzheimer nedir?
Demans, kişinin bilişsel işlevlerindeki ciddi azalmaya bağlı olarak günlük aktivitelerin olumsuz olarak etkilenmesini ifade eder. Demansın en sık görülen tipi olan Alzheimer hastalığı, sinsi başlangıçlı ve kişinin hafıza, anlama, dil, dikkat, muhakeme ve yargılama gibi bilişsel ve davranışsal işlevlerinde bozulma ile seyreden bir nörodejeneratif rahatsızlıktır.
Alzheimer hastalığının belirtileri rahatsızlığın hangi evrede olduğuna göre değişkenlik gösterebilir. Preklinik veya presemptomatik evre, hafif düzeydeki dönem ve demans evresi, bu rahatsızlığın kendi içerisinde ayrıldığı dönemleri oluşturur. Hastalığın en sık karşılaşılan ve başlangıç belirtisi olarak kabul edilen durum ataklar şeklinde gelen kısa süreli yakın dönem hafıza ile ilişkili kayıplardır. Bu hastalarda uzun dönem hafıza göreceli olarak korunur. Yakın dönem hafıza bozukluğuna problem çözme, sorgulama ve odaklanma ile ilgili problemler de eklenir. Hastalığın başlangıç dönemlerinde hafıza sorunu dışında diğer oluşan problemlerin derecesi değişkenlik gösterebilir.
Alzheimer Evreleri Nelerdir?
Alzheimer hastalığının erken evrelerinde kişinin bazı günlük aktiviteleri olumsuz olarak etkilenebilir. Daha ileri evrelerde ise hastalar basit eylemleri bile yerine getirmek için dışarıdan desteğe ihtiyaç duyar. Alzheimer hastalığının seyri kendi içerisinde 3 farklı evrede incelenebilir. Hastalığın ilerleyişi hakkında fikir sahibi olmak gelecekte meydana gelebilecek belirtilere hazırlanmak adına önemli bir adımdır.
- Preklinik (Presemptomatik) Alzheimer Evresi
Aile öyküsü ya da kan analizlerinde bu hastalık ile ilişkili biyomarkerların tespit edilmesi sonrası, kişiler için Alzheimer hastalığı açısından bir risk artışı söz konusudur. Bu duruma bağlı olarak hekimler hastalara hafıza ile ilgili sorgulamalarda bulunur ancak henüz başlangıç evresindeki olan hastalıkta belirtilerin ortaya çıkması yıllar sonra meydana gelebilir. Preklinik evredeki hastalar tamamen bağımsız olarak yaşamlarını sürdürebilirler.
Laboratuvar bulguları tespit edilen semptomsuz hastalarda Alzheimer hastalığına dair tanıda yardımcı çeşitli maddeler vardır. Her ne kadar bu hastalık için spesifik olmasa da beyin omurilik sıvısı örneklerinde amiloid miktarının düşük, tau protein düzeyinin yüksek olarak saptanması önemli biyomarkerlar olarak kabul edilir. - Hafif Bilişsel Etkilenme Evresi
Bu evrenin başlangıcında bazı Alzheimer hastalarında belirtiler hala belirginleşmemiş olabilir. Hafif bilişsel etkilenme evresi ortalama olarak 7 yıl boyunca sürer ve bu süre zarfı içerisinde semptomlar yavaş yavaş kendisini göstermeye başlar. Hastaların yakınları tarafından Alzheimer hastalığına işaret eden çeşitli basit belirtiler tespit edilebilir. Bu kişilerde iş performansında azalma ve yeni yetenekler öğrenmede güçlük yaşama meydana gelebilir.Hafif bilişsel etkilenme evresine işaret eden birtakım belirtiler mevcuttur:- Tanıdık güzergah içerisinde kaybolma
- Doğru isim ve kelimeyi hatırlamakta zorlanma
- Yakın zamanda okunan bir şeyi kolayca unutma
- Yeni tanışılan kişilerin isimlerini unutma
- Eşyaları farklı yerlere koyma ya da nerede olduklarını hatırlayamama
- Konsantrasyon problemleri yaşama
Bu dönem içerisinde bulunan hastalar iş ve sosyal yaşantılarını bağımsız olarak sürdürmeye devam edebilirler. Bu evreden demans evresine geçiş riski senelik olarak yaklaşık %10’dur. Bu ilerleyiş kişinin Alzheimer hastalığı ile ilgili ne kadar risk faktörüne sahip olduğuna göre değişkenlik gösterebilir.
- Demans Evresi
Demans evresi hastalarında işlevselliği oldukça kısıtlayıcı bir hafıza problemi mevcuttur. Sözlü iletişim ile ilgili kelime bulmada zorlanma gibi çeşitli sorunlar boy gösterebilir. Kişinin üç boyutlu algısındaki bozulma sonucu tanıdık çevrelerde bile yabancılık hissedebilir veya kaybolabilir. Demans dönemindeki hastaların yaklaşık beşte birinden fazlasında delüzyonlar görülebilir. Görsel halüsinasyonlara daha sık rastlanılır ancak bazı kişilerde işitsel ya da koku ile ilgili halüsinasyonlar da ortaya çıkabilir. Hastaların neredeyse yarısında yıkıcı davranış bozuklukları görülebilir. Bu dönemdeki hastalarda aynı zamanda normal uyku düzeni bozularak bölümler halinde uyuma gelişebilir. Demans döneminde olan hastaların meydana getirebilecekleri kazalar nedeniyle motorlu araç kullanımından sakınmaları gerekir. Bu dönemde dışarıdan destek alınması çok önemli bir konudur. Yeterince destek alamayan hastalarda öfke ve şüphecilik gibi çeşitli duygular belirginleşebilir. Orta düzey demans varlığında kişiler kendi isimlerini ve aile yakınlarının isimlerini hatırlamaya devam ederler ancak çeşitli olaylar, hava durumu ve ikamet ettikleri adres gibi bazı konularda hatırlama ile ilgili problem yaşarlar. Orta düzey demans yaklaşık olarak 5 yıl içerisinde daha ağır bir seyir kazanabilir ve hastalarda giyinme, kişisel hijyen ve tuvalet ihtiyacının uygun şekilde gerçekleştirilmesi gibi konularda çeşitli problemler ortaya çıkabilir. Hafızanın giderek kötüleşmesi sonrası hastalar, çevresindeki yeni haber ve olayları hatırlamada veya geriye doğru saymada belirgin sorunlar yaşarlar. İleri demans dönemindeki hastalar aile yakınlarını karıştırmaya başlayabilir. Bu dönemde aynı zamanda kişilik değişiklikleri de meydana gelebilir ve hastalar yalnız, tükenmiş, utangaç, şüpheci ya da paranoyak tavırlar sergileyebilir.
Alzheimer Neden Kaynaklanır?
Alzheimer yaşlı popülasyonun hastalığıdır. Dünya üzerinde şu ana kadar tespit edilen 24 milyonun üzerinde demans hastası mevcuttur ve bu rakamın 2050 yılına kadar 4 katına çıkacağı tahmin edilmektedir.
Alzheimer hastalığı, sinir hücrelerinin ölümüne bağlı olarak ortaya çıkan kademeli ve ilerleyici bir nörodejeneratif hastalıktır. Bu hastalık beyinde hafıza ile ilişkili olan hipokampüs bölgesinde başlar. Hem geç başlangıçlı hem de erken başlangıçlı Alzheimer hastalığında çeşitli genetik faktörler rol oynayabilir. Trizomi 21 (down sendromu), erken başlangıçlı Alzheimer için önemli bir risk faktörüdür. Birinci derece akrabalarında Alzheimer hastalığı olan bireyler için yaklaşık olarak %10-30 aralığında bir risk artışı söz konusu olabilir. Kardeşleri arasında iki ya da daha fazla Alzheimer hastalığı ortaya çıkan bireylerde bu hastalık açısından toplumun geri kalanına göre 3 katlık bir risk artışı söz konusudur.
Alzheimer hastalığı kadınları erkeklere göre daha fazla etkileyen bir durumdur. Bunun nedeni ise kadınların erkeklere göre daha uzun bir yaşam süresine sahip olması ve sinir hücreleri üzerinde koruyucu etki gösteren östrojen hormonunun menopoz sonrası dönemde seviyesinin giderek azalması olabilir. Geçmişte yaşanan kafa travmaları da Alzheimer hastalığının ortaya çıkışında etkili olabilir. Travma sonrası bu hastalıkta olduğu gibi aşırı düzeyde bir beta amiloid artışının meydana gelmesi travma sonrası zamanda bu kişilerde Alzheimer hastalığının ortaya çıkma riskini artırıyor olabilir. Travmaya ek olarak uyku bozuklukları da beyindeki beta amiloid birikimini artırıcı etki yapabilir.
Bu faktörler dışında çeşitli yaşam tarzı özelliklerinin de bu rahatsızlığın ortaya çıkmasında etkili olabileceği düşünülmüştür. Kalp sağlığının beyin sağlığı ile ilişkili olması nedeniyle sağlıklı ve dengeli beslenme, düzenli egzersiz, kan basıncının normal sınırlarda tutulması, tütün kullanımından uzak durulması ve normal kolesterol seviyesi gibi kalp sağlığı için önemli olan faktörler beyin sağlığı için de etkili olabileceğinden dikkatli olunmalıdır.
Alzheimer hastalığı için risk faktörleri şu şekilde özetlenebilir:
- İleri yaş
- Kadın cinsiyet
- Genetik yatkınlık
- Aile öyküsü pozitifliği
- Geçirilmiş kafa travması öyküsü
- Beyinde gelişen yapısal anormallikler
- Tütün kullanımı
- Kan basıncı yüksekliği (hipertansiyon)
- Obezite
- Sağlıksız beslenme alışkanlıkları
- Sınırlı fiziksel ve zihinsel aktivite
Alzheimer Belirtileri Nelerdir?
Zaman zaman herkes belirli konularda unutkanlık yaşayabilir ancak bu hastalığa sahip bireylerde unutkanlık hastalığın ilerlemesi ile birlikte kötüleşir ve günlük yaşamı sekteye uğratacak düzeye varabilir. Sürekli olarak aynı cümle veya soruyu hatırlamak, toplantı ve etkinliklerin unutulması, nesnelerin yerini hatırlayamama ya da normalde olmaması gereken yerlerde bırakmak, tanıdık çevrelerde bile kaybolabilme, kişi ve eşya isimlerini unutma ya da bir şeyi tanımlamak için doğru kelime seçimini yapamama gibi belirtiler Alzheimer hastalığı nedeniyle oluşabilecek hafıza ilişkili belirtiler arasında yer alır.
Bu semptomlar dışında Alzheimer hastalarında kişinin içerisinde bulunduğu hastalık evresine bağlı olarak diğer birçok belirtinin eşlik ettiği tespit edilebilir:
- Alışkın olunan basit eylemlerin gerçekleştirilememesi
- Problem çözme ile ilgili sorunlar
- Konuşma ya da yazma ile ilgili iletişim problemleri
- Zaman ve mekan ile ilgili disoryantasyon
- Muhakeme yeteneğinin azalması
- Kişisel hijyen düzeyinde azalma
- Duygudurum ve kişilik ile ilgili değişiklikler
- Aile, arkadaş ve toplumdan uzak izole yaşam sürme isteği
Alzheimer Tanısı Nasıl konulur?
Alzheimer tanısı için iyi bir tıbbi öykü ve fizik muayene oldukça elzem konulardır. Hastalar dışında onların yakınları ya da bakımlarını sürdüren kişiler ile konuşmak da önem arz eder. Alınan öykü ile kişinin günlük aktiviteleri yerine getirme düzeyi irdelenir ve böylelikle Alzheimer veya diğer demans tipleri arasında ayrım yapılmaya çalışılır.
Tam bir fizik muayene ve detaylı nörolojik incelme sonrasında hekimler tarafından çeşitli testlere başvurularak kişide Alzheimer hastalığının varlığına dair sonuç elde edilebilir. Mental durum testi adı verilen bu sorgulamalarda hem yakın dönem hem de geçmiş dönemlere dair hafıza bileşenleri çeşitli sorular vasıtasıyla incelenebilir. Bu testler ile aynı zamanda kişinin zaman ve mekan bilincinin düzeyi de irdelenmiş olur. Günlerden ne olduğu, ülke yöneticilerinin isimleri ve kısa kelime listesinin ezberlenerek bir süre sonra sorulması gibi örnekler mental durum testleri içerisinde yer alan sorular arasındadır.
Rutin laboratuvar tetkikleri genellikle normal olarak sonuçlanır. Tam kan sayımı, metabolizma ile ilgili tetkikler, tiroid hormon ve B12 vitamin düzeylerinin incelenmesi altta yatabilecek diğer hastalıkların dışlanması adına başvurulabilecek laboratuvar testleri içerisinde yer alır. Bilgisayarlı tomografi (CT) incelemelerinde beyin dokusundaki yıkım ve boşluklarında genişleme tespit edilebilir. Bu bulgular Alzheimer hastalığı için şüphe uyandırıcı olsa da diğer yaşla ilişkili hastalıklarda da ortaya çıkabileceği için bu hastalığa özgü olarak kabul edilmezler. Beyin dokusundaki değişiklikler, iltihabi durumlar ve kanama gibi çeşitli olayların aydınlatılmasında bir diğer radyolojik tetkik olan manyetik rezonans görüntüleme (MRI) de fayda sağlayabilir.
Preklinik evrede beyin omurilik sıvı incelemelerinde beta amiloid düzeyinin düşük tau protein düzeylerinin yüksek olarak tespit edilmesi tanıda oldukça yardımcı bulgulardır. Elektroensefalografi (EEG) çalışmalarında kişinin sinirsel aktivitelerinde genel bir yavaşlama tespit edilebilir. Pozitron emisyon tomografisi (PET) taramaları hastaların beynindeki plak birikiminin ortaya konmasında fayda sağlayabilir.
Özel Moodist Hastanesi’nde Alzheimer Nasıl Tedavi Edilir?
Yaşlı nüfusunun arttığı çağımızın en önemli hastalıklarından olan Alzheimer hastalığında, erken teşhis ve erken tedavi başlangıcı çok önemlidir. Hastalar, unutkanlıktan rahatsızlık duymaya başladıkları zaman vakit kaybetmeden tam donanımlı bir hastaneye başvurmalı, detaylı bir değerlendirme sonrasında uzman bir hekiminin yakın kontrolü altında olmalıdırlar.
Hekim tarafından yapılacak değerlendirmeler sonucunda Alzheimer teşhisi alan hastalarda tedavi süreci; hastanın yaşı, hastalığın ilerlemişlik düzeyi ve eşlik eden diğer hastalıklar da göz önünde bulundurularak kişiye özgü olarak planlanır. Uzmanlar tarafından kesin bir şekilde Alzheimer teşhisi konulan hastalarda, tedavi süreci başlar.
Hastalığı ortaya çıkaran bazı teorilere bağlı olarak birtakım ilaçlar geliştirilmiştir. Alzheimer hastalığı nedeniyle oluşan beyin dokusu kayıplarında öğrenmeden sorumlu asetilkolin maddesi azalırken, ciddi bir iltihap ve dejenerasyon nedeni olarak da glutamat denilen bir maddenin yüksekliği gözlenmektedir. Mevcut ilaçlarla, asetilkolini arttırmaya çalışırken, glutamatı düşürmeyi hedeflenmektedir. Nöronlar arasında mesajları ileten kimyasallar olan sinir taşıyıcılarını yönetme prensibine göre çalışan bu ilaçlar çoğu hastada etkin olup, semptomları azaltabilmektedir. Bilişsel belirtiler için kullanılan kolinesteraz inhibitörleri, öğrenme, hafıza ve dikkat için önem taşıyan asetilkolin denilen beyindeki kimyasal ileticiyi artırmaya yöneliktir. Hangi ilacın kimde daha iyi işe yarayacağını söylemek güçtür. Bu ilaçlar direkt olarak hastalığa yönelik tedavi aracı olmayıp semptomatik tedavinin bir parçası olarak değerlendirilebilir. İlaç tedavisi başlandıktan sonra yan etkiler takip edilir. Düzelme başlamış ise mevcut ilaca devam edilir, gereğinde doz arttırılır ya da ilaç değiştirilir. Hastalığa eşlik edebilecek olan halüsinasyonlar, ajitasyon ve uyku problemleri gibi davranışsal ve psikiyatrik semptomların tedavisi de mümkündür.
Alzheimer’da Ek Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Alzheimer hastalığında bilinen kesin bir tedavi yöntemi olmamakla birlikte, bazı uygulamalar ile hastalığın, hastada oluşturduğu semptomların azaltılması veya ortadan kaldırılması ve hastalığın ilerleyişinin yavaşlatılması, dolayısıyla da hastanın ve hasta yakınlarının yaşam kalitesinin artırılması mümkündür. Ek tedaviler arasında davranış terapisi, fizyoterapi, ergoterapi, bellek çalışmaları, realiteye yönelim çalışmaları (kişi, yer ve zaman yönelimine), biyografi ve hatırlama müzik, duyu, aromaterapi ve evcil hayvan terapisi de yer almaktadır.
Hastalık takibinde, davranışşal uygulamalarla Alzheimer hastasının anlama ve kavrama yeteneği ile davranışsal (giyinme, yemek, diş, banyo, hijyen, yakınlarını tanıma) bulgularında oluşan sorunların azalmasına yardımcı olunabilir.
Alzheimer hastalarının ev ortamında gerekli düzenlemeler yapılmalı ve özellikle de yalnız yaşamak zorunda olan hastalar için evde unutkanlığı önleyici ve hatırlamayı kolaylaştırıcı önlemler alınmalıdır. Bunlar ev ortamında dolaşmayı rahatlatacak değişimler, evin belirli yerlerine asılacak notlar veya dikkat çekici işaretler, etrafa hatıraları tetikleyici nesneler ve notlar bırakmak olabilir. Bilişsel stimülasyon terapileri gibi bireysel veya toplu olarak uygulanabilen psikiyatrik terapi yöntemleri; hafızanın güçlendirilmesine, problem çözme ve dil becerilerinin korunabilmesine katkıda bulunabilir.
Hastalığın seyrini değiştirecek ve hastanın yaşam kalitesini artıracak yeni tedaviler üzerinde çalışmalar yapılmaya devam etmektedir. Bu çalışmalarda özellikle beyin sinir hücrelerinin işlevini bozan beta-amiloid ve tau proteinlerinin oluşumuna, hücrelere çökmesini engelleyici ve oluştuklarında da yıkılıp atılmasını hızlandıracak ilaçların bulunmasına yönelik araştırmalar sürdürülmektedir. İleri aşamada hastalığa karşı aşı tedavisi geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Alzheimer hastalarında Akdeniz beslenme modelinin uygulanması hastalığın seyrine olumlu katkıda bulunur. Akdeniz modeli beslenme tarzında, yüksek düzeyde posalı ve bitkisel besinler (sebze, meyve, kuru baklagiller, tam tahıllar) ile balık ve zeytinyağı, düşük düzeyde ise; kırmızı et, tavuk, az yağlı süt ve süt ürünleri yer almaktadır. Aksine, rafine ve şekerli besinlerin tüketilmesi hastalığın ilerlemesini kolaylaştırmaktadır.
Alzheimer’da Uygulanan Yeni Bir Tedavi; TMS
Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS), merkezi sinir sistemi içindeki motor yolların veya motor korteksin uyarılmasıyla, spinal kord, periferik sinirler veya kastan elektriksel motor uyarılmış potansiyellerin (MUP) kaydedilmesi ile gerçekleştirilen noninvazif bir tedavi yöntemidir. TMS tedavisi esnasında; kafatası cildi üzerine tutulan metal bir halka üzerinden geçen elektrik akımı sonucu oluşan manyetik alan ile beyin korteksi uyarılır. Manyetik dalgalar kafa derisi ve beyin dokusunu dokulara zarar vermeden, ağrı duyusuna ve elektrik direncine yol açmadan geçer. Metal levhanın altındaki alanda yer alan nöronlarda depolarizasyon oluşur.
Manyetik stimülasyonla beynin belirli bölgelerine dışardan gönderilen elektromanyetik sinyaller, gerek korteksteki hareket sistemi ile ilgili hücreler, gerekse de limbik merkezlerdeki düşünce ve davranışlarla alakalı kognifif hücreler üzerine uyarıcı şok etkisi yapar. Böylelikle, hücre dejenerasyonunu düzelterek, hastalığın belirtilerinde ve hastalığın bizatihi üzerinde olumlu etkiler sağlar.
Alzheimer Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Alzheimer hastalığı sürekli olarak ilerleme eğiliminde olan bir rahatsızlıktır. 65 yaş üzeri olan ve bu hastalık tanısı alan bireylerde beklenen ortalama yaşam süresi 4-8 yıl arasında değişkenlik gösterebilir. Bazı hastalarda ise bu süre 20 seneye kadar uzayabileceği için umutsuzluğa kapılmamak gerekir. Hastalarda yaşamın kaybedilmesine neden olan durumların başında zatürre (pnömoni) gelir.
Her Alzheimer hastası kendi içerisinde özel bir rahatsızlık süreci yaşar. Genel sağlık durumları bu hastalığın onları nasıl etkileyebileceğine dair temel belirleyici faktördür.
Alzheimer ile Başa Çıkmak İçin Ne Yapılabilir?
Uygun ilaç tedavisine ek olarak hekimlerin bilgisi ve önerisi dahilinde gerçekleştirilebilecek çeşitli yaşam tarzı değişiklikleri Alzheimer ile başa çıkma konusunda size destek olabilir. Çeşitli basit görevler üzerine odaklanma, yüzleşmeden kaçınma, günlük yeterli düzeyde dinlenme ve sakin kalabilme becerileri geliştirme, bu hastalık ile başa çıkmak adına yapılabilecek örnekler arasında yer alır. Hastalığın tamamen ortadan kalkmasını sağlayacak bir tedavi olmaması nedeniyle genel sağlık durumunu olumlu yönde etkileyecek çeşitli uygulamalar bilişsel gerilemenin yavaşlamasına katkı sağlayabilir. Sigara kullanımının sonlandırılması, düzenli fiziksel aktivite, mental egzersizler yapmak, bitkisel kaynaklı beslenme, antioksidan içerikli gıdalar tüketme ve sosyal yaşama katılımın aktif olarak devam etmesi, bu kapsamda yapılabilecek uygulamalar arasındadır.
Düzenli fiziksel aktivite Alzheimer hastalığının tedavi planlamasında önemli bir yere sahiptir. Yürüme gibi günlük egzersizler sayesinde kişi hem duygusal yönden hem de eklem, kas ve kalp sağlığı yönünden olumlu şekilde etkilenir. Egzersiz sayesinde kişiler hem daha dinlendirici bir uyku uyuyabilirler hem de konstipasyon (kabızlık) gibi sindirim sistemi problemlerinin de önüne geçebilirler. Zaman içerisinde hastalarda yürüme ile ilgili problemler ortaya çıkabilir. Bu durumda ise yaşa uygun olan egzersizler kondisyon bisikleti, elastik bantlar ya da otururken gerçekleştirilebilecek çeşitli egzersizlerden faydalanılabilir.
Alzheimer Olan Yakınıma Nasıl Yardımcı Olabilirim?
Alzheimer hastalarında kafa karışıklığı, tükenmişlik, öfke, korku, yas ve depresyon gibi duyguların karmaşık şekilde ortaya çıktığı görülür. Yakınlarınızda bu rahatsızlığa sahip bireyler mevcutsa onların bu duyguları ile ilgili düşüncelerini dinleyerek ve destek olarak, yaşamın hala keyif alınabilir yanlarının olduğunu gösterebilirsiniz. Düzenli ve sakin bir yaşam alanı oluşturmak Alzheimer hastası yakınlarınızdaki davranışsal problemlerin en aza indirilmesinde etkili olabilir. Alzheimer hastalarının üzgün ve sinirli olduğu durumlarda bilişsel işlevlerinin normalden daha kötü bir hal alabileceğini unutmamalısınız.
Yakınlarınızda Alzheimer hastalığının gelişmesi sonrasında onlara yardımcı olmak adına çeşitli uygulamalar deneyebilirsiniz. Bu uygulamalar temel olarak rutin alışkanlık gelişimini destekleyerek hafızaya dayalı eylemlerin en aza indirilmesine katkı sağlayabilir. Bu hastalığa sahip yakınlarınızın işlevselliğini ve iyilik halini destekleyici birçok uygulama mevcuttur:
- Anahtar, cüzdan, telefon ve diğer değerli objelerin evde sabit bir yerlerinin olması ve burada tutulmaları kaybolmalarına karşı etkili olabilir.
- Hasta yakının ilaçları güvenli bir yer tutulmalı ve günlük olarak uygun dozda alınıp alınmadıkları kontrol edilmelidir.
- Hasta yakınlarınızın çeşitli finansal işlemlerini otomatik talimatlar ile gerçekleştirmek oluşabilecek sorunların önüne geçmede fayda sağlayabilir.
- Alzheimer hastasının telefonunda lokasyonun açık olarak tutulması olası kaybolmalara karşı koruyucu bir önlem olarak düşünülebilir. Hastanın telefon rehberinde önemli kişilerin kayıtlı olması da bu tarz problemlerin önüne geçmek adına katkı sağlayabilir.
- İleri evre hastalıkta evin kapı ve pencerelerine uyarıcı sensörler yerleştirilebilir.
- Düzenli yapılan randevuların aynı gün ve aynı saatte olmasına dikkat edilmelidir.
- Takvim ve beyaz tahta kullanımı günlük aktivitelerin takibinde etkili olabilir.
- Yaşanılan ortamdaki fazla eşya veya halıların kaldırılması ve dağınıklığın giderilmesi faydalı kabul edilir.
- Banyo veya merdiven gibi bölgelerde hastaya uygun şekilde sağlam tutacak yapıların yerleştirilmesi önerilen önlemler arasında yer alır.
- Yaşam alanındaki ayna sayısının azaltılması Alzheimer hastalarının kendi görüntüleri ile ilgili korku ve kafa karışıklığı yaşamasının önüne geçebilir.
- Hastaların rahatlığı için yürüme veya diğer fiziksel aktivitelerde rahat terlik ve ayakkabı seçimi yapılmalıdır.
- Alzheimer hastası olan yakınlarınızın kimliklerinin her zaman üzerinde olduğundan ve bu tıbbi durumlarını belirten bir bileklik taktıklarından emin olmak uygun önlemler arasındadır.
- Fotoğraf ve diğer anlamlı objelerin kişinin yaşam alanında tutulması olumlu etki yapabilir.
Bu sayfadaki bilgiler Özel Moodist Hastanesi Medikal Ekibi tarafından hazırlanmıştır.